Aşk hormonu olarak bilinen hormonun gerçek adı oksitosin hormonudur. Bu hormon, hem kadınlarda hem de erkeklerde fizyolojik ve psikolojik etkiler yaratmaktadır.

Oksitosin seviyesi yüksek olan hamile kadınların, ilk üç aylık dönemlerinde bebeklerine çok daha fazla bağlı oldukları görülmektedir. Bu kadınlar, diğer kadınlarla karşılaştırıldığında davranışlarında daha bağlı oldukları gözlemlenmektedir.

Araştırmacılar, biyolojik çocuklarla evlatlık edinilen çocukların idrarlarındaki oksitosin ve vasopresin hormonlarının oranlarını karşılaştırmışlardır. Çıkan sonuca göre, çocuklar biyolojik anneleri ile iletişim kurduklarında oksitosin oranı artmaktadır. Evlatlık edinilen çocuklarda ise oksitosin oranı değişmemektedir. Bu nedenle evlatlık edinilen çocukların yaşadıkları güven problemleri bu hormonun eksikliğinden kaynaklanmaktadır.

Araştırmalara göre, vücuda oksitosin enjekte edildikten sonra anksiyete, stres ve depresyonun etkilerinin azaldığı görülmektedir.

Araştırmalara göre, oksitosinin erkeklerin anneleri ile ilgili anılarını kuvvetlendirecek etkileri olduğu ortaya çıkmıştır. Annesi ile iyi ilişkileri olan erkeklerin anıları diri olurken, annesi ile bağları zayıf olan erkeklerin oksitosin hormonunun etkisi arttıkça anılarının etkin hale geldiği gözlemlenmiştir.

Oksitosinin en iyi bilinen rolü, doğum sancıları sırasında artan oksitosin oranının bebeğin doğum kanalına gelmesini sağlamada etkili olmasıdır. 1900'lerden beri doktorlar, doğum sancılarını artırmak için pitocin olarak da bilinen sentetik oksitosin kullanmaktadırlar. Bu hormonlar, doğumdan sonra süt kanallarının açılması ve süt üretimi konusunda da etkilidir.

Yapılan deneylerde, beyin sıvısına oksitosin enjekte edilen farelerde kendiliğinden ereksiyon gerçekleştiği gözlemlenmiştir. Beyindeki oksitosin içeren kimyasallar, erkekler ereksiyon olurken sürekli olarak uyarımda bulunur. Bu kimyasallar, partnerler arasındaki bağ arttıkça daha yüksek seviyeye çıkmaktadır.

Araştırmalara göre, içe kapanık kişilerde oksitosin eksikliği olduğu görülmüştür. Kişideki oksitosin oranı arttıkça iletişim eksikliği ve içe kapanma oranı düşmektedir.

Aşk hormonu, bulunduğu ortamda her türlü tehlikeye karşı savunma güdüsünü tetiklemektedir.

Oksitosin, yalnızca romantik ve aile bağlarını güçlendirmekle kalmaz, aynı zamanda empati, güven ve sosyal bağları artırmada da önemli bir rol oynar. Oksitosin seviyeleri yükseldiğinde, insanlar daha fazla empati kurabilir ve başkalarının duygusal durumlarını daha iyi anlayabilirler.